Hava Durumu

#Elektrikli Araçlar

İK GÜNDEMİ - Elektrikli Araçlar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Elektrikli Araçlar haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Stevie Awards’tan Karsan’a bronz ödül Haber

Stevie Awards’tan Karsan’a bronz ödül

Karsan, başarılı uygulamaları ve yüksek teknolojili üretim gücüyle ödüllendirilmeye devam ediyor. Karsan'dan yapılan açıklamaya göre, “Mobilitenin Geleceğinde Bir Adım Önde” olma vizyonuyla üretim yeteneğini her geçen gün artıran Karsan, iş dünyasının önde gelen ödül programlarından Stevie Awards’ta dikkatleri üzerine çekerek geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ödül kazandı. Bu yıl 20’ncisi düzenlenen Stevie Awards organizasyonunda Karsan, Ürün & Servis kategorisinde taşımacılık dalında e-ATA HYDROGEN ile Bronz Stevie Ödülü’ne layık görüldü. 2002 yılından bu yana düzenlenen dünyanın önde gelen iş ödülleri arasında yer alan Stevie Awards’tan, hidrojen yakıtlı e-ATA HYDROGEN ile kazanılan ödül, Karsan’ın son dönemde gerçekleştirdiği yeni teknoloji yatırımlarının önemli bir sonucu olarak görülüyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Karsan CEO’su Okan Baş, mobilitenin Geleceğinde Bir Adım Önde” olma vizyonuyla 5 yıl önce e-JEST ile yüzde 100 elektrikli araç üretimine başladıklarını belirterek, “Kısa süre sonra ürün gamına eklediğimiz e-ATAK ve 10-12-18 metrelik e-ATA modellerimiz ile elektrikli ürün gamımızı tamamladık. Bu araçlarımız Avrupa’da üst üste kendi segmentlerinde hızla büyümeye devam ediyor. Bunların yanında e-ATA modelimize ise hidrojen yakıt seçeneği ekleyerek pazardaki önemli bir boşluğu doldurmayı başardık. Hidrojenli e-ATA modelimizin aldığı bu prestijli ödül bizi ayrıca gururlandırdı.” ifadelerini kullandı. Hidrojen yakıt hücreli araçların toplu ulaşımda henüz çok yeni bir teknoloji olduğunu vurgulayan Baş, “Avrupa’da şu anda şehir içi otobüs pazarının yüzde 2’si hidrojen teknolojisine sahip. Fakat sürdürülebilir bir gelecek için batarya elektrikli araçlarda olduğu gibi, hidrojen yakıt hücreli elektrikli araçlar da toplu ulaşım pazarında önümüzdeki yıllarda daha da büyüyecek. Karsan olarak biz de, bu pazarda şehir içi ulaşımdaki hidrojenli dönüşüme öncülük etmeyi hedefliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Alçak tabanlı 12 metrelik e-ATA HYDROGEN, yüksek menzilden yüksek yolcu taşıma kapasitesine kadar birçok alanda operatörlerin ihtiyaçlarına yanıt verebiliyor. Tavanda konumlanan 1.560 litrelik hafif komposit hidrojen tankına sahip e-ATA Hydrogen, gerçek kullanım koşullarında yani araç yolcu ile doluyken ve dur kalk hat güzergahında 500 km’nin üstünde menzile kolaylıkla ulaşıyor. Sınıfının en iyi menziline sahip aracı olan e-ATA HYDROGEN, uzun verilen azami yüklü ağırlık ve tercih edilen opsiyon özelliklerine bağlı olarak 95 yolcunun üstünü de rahatlıkla taşıyabiliyor. Son teknoloji 70 kW güce sahip yakıt hücresine sahip araç 7 dakikadan daha az bir sürede hidrojen dolumu gerçekleştirilebiliyor.

Bulut teknolojileri otomotiv sektörünün yolunu açıyor Haber

Bulut teknolojileri otomotiv sektörünün yolunu açıyor

Eskiden, yeni bir aracın bayiden çıkar çıkmaz değerinin yüzde 10'unu, bir yıl sonra ise yaklaşık yüzde 40'ını kaybettiği düşünülürdü. Geçerliliğini bugun de büyük oranda koruyan bu cümle, bir sürücü ile seçtikleri otomobil üreticisi arasında eskiden nasıl bir alım satım işlemi olduğunu aslında epey belirgin bir şekilde açıklıyor. Garantiler ve servis anlaşmaları haricinde, eskiden bir üreticinin sorumlulukları, yeni araç sahibi direksiyonun arkasına geçip kontağı çevirdiği anda sona eriyordu. Amortismana tabi bir varlık ve onunla birlikte gelen tüm sorumluluklar, ki buna artık ihtiyaç kalmadığında aracın ne yapılacağı da dahil, mal sahibinin üzerine kalıyordu.  Amazon Web Services (AWS) Türkiye Ülke Müdürü Burak Aydın, gelecekteki araç deneyimlerinin, prestij ve statü gibi maddi olmayan unsurlardan, geri kazanılmış malzemeler ve geri dönüştürülmüş bileşenler gibi somut öğelere evrileceğini belirtiyor. Gelecekteki otomobil ekosistemi, maliyet verimliliğini artırmak ve çevresel etkiyi optimize etmek için buluttan faydalanarak daha duyarlı, sürdürülebilir ve yenilikçi olacak.  Mevzuatlar ve kaynak sorunu, otomobil iş modellerini değiştiriyor Türkiye’de otomotiv satış sonrası sektörü önümüzdeki birkaç yıl içinde önemli değişikliklere hazırlanıyor. Bu değişim, elektrikli araçlara olan talebin artmasından ve bölgede sürdürülebilir uygulamalara duyulan ihtiyaçtan kaynaklanıyor. TOGG’un (Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu) elektrikli aracının yaygınlaşması ve şarj istasyonlarının artmasıyla birlikte Türkiye’deki elektrikli araç sayısı da artıyor. Temmuz sonu itibarıyla Türkiye’deki elektrikli araç sayısı, 2022 yıl sonu ile kıyaslandığında ilk altı ayda yüzde 88,8 artış göstererek 27.476 araca yükseldi. Otomobil markaları, batarya üreticilerinin bataryaları atmasını zorunlu kılan, çöp depolama sahası atıklarını sınırlayan ve geri dönüştürülmüş içeriklerin minimum olmasını gerektiren AB mevzuatı nedeniyle yasal zorlukların yanı sıra kaynak zorluklarıyla da karşı karşıya. Lityum, kobalt, nikel ve manganez gibi temel maddelerin küresel kıtlığı, üreticilerin maliyetleri yönetmek ve finansal riskleri azaltmak için EV (elektrikli araç) pillerini yeniden kullanılabilir hale getirmelerini gerektiriyor. Her iki zorluk da aynı çözüme işaret ediyor: Otomobil üreticilerinin araçlarına ve bataryalarına ne olduğunu takip etmeleri, doğru zaman geldiğinde bu bataryaları geri almaları ve bileşenlerini mümkün olduğunca uzun süre kullanımda tutmaları gerekiyor.  Türkiye’de elektrikli araç pazarının büyüme trendine girmesiyle beraber ülkenin ilk batarya fabrikasının temeli Bursa’nın Gemlik ilçesinde atıldı. Fabrikanın milli gelire on yılda 30 milyar Euro katkı sağlaması bekleniyor. TOGG konsorsiyomu, gerekli adımları atarak 2025 yılında TOGG elektrikli araçlarını ihraç etmeye başlamayı hedefliyor. Sürücüler ve otomobil markaları arasında yeni bir tür ilişki Bölgede araçların elektrifikasyonu ivme kazanmaya devam ederken, otomobil markalarının rolü de gelişiyor. Şirketler, kesintisiz bir müşteri deneyimi sağlamaya, hizmetlerini dijital platformlarla entegre etmeye ve bulut tabanlı teknolojilerden yararlanmaya giderek daha fazla odaklanıyor.  Bir EV bataryasının bulut bağlantılı, döngüsel yolculuğu ilk üretildiği gigafabrikada başlıyor (gigafabrikalar, adlarını tedarik ettikleri gigawatt’lık batarya kapasitesinden alıyor). Bataryalar buluta bağlı bir gigafabrikadan çıktıklarında, üretim koşullarını ve kullanılan ham maddeleri içeren bir izlenebilirlik belgeleri de bulunuyor. Bu belge, batarya ile ilişkili kalabilen ve buluta bağlı araçlarda yerleşik bulunan teknoloji ile bataryanın nasıl şarj edildiği ve boşaldığı hakkında daha fazla bilgi toplayan bir tür dijital pasaport. AWS IoT TwinMaker gibi çözümler, bu gerçek zamanlı verileri kullanarak her bataryanın dijital ikizini, yani bataryanın ve bileşenlerinin durumunu gösteren sanal bir temsilini oluşturabilir, bataryanın ne zaman arızalanmaya başlayacağını tahmin edebilir ve arızalanmasından hangi hücrelerin sorumlu olacağını belirleyebilir.  Otomotiv sektörünün gelişmesi, otomobil markalarına müşterilerine değerin ne olduğunu yeniden tanımlamaları için altın bir fırsat sunuyor. Bu markalar, proaktif katılımı benimseyerek ve aracın uzun ömürlülüğüne öncelik vererek, bir araca sahip olma deneyimini, performansın düşmesi ve bakım maliyetlerinin artmasıyla üzerine gölge düşen bir deneyimden, özenli destek ve sürekli memnuniyet ile ilişkilendirilen bir deneyime dönüştürebilir.  Daha bağlantılı, müşteri merkezli ve değer odaklı bir sektöre giden yol Sektör, marka vaatlerini yerine getirmek için yalnızca bayiliklere güvenmekten uzaklaştıkça, otomotiv sektörü için daha bağlantılı, müşteri merkezli ve değer odaklı bir geleceğe giden yeni bir yol ortaya çıkıyor. Bugün otomotiv üreticileri (OEM’ler) portföylerini yalnızca sundukları donanım ve spesifikasyonlarla değil, sağladıkları yenilikçi, yazılım odaklı bağlantı özellikleriyle de farklılaştırıyor. Otomotiv şirketleri, bağlantılı araçlar ve araç verilerini toplayabilme (telemetri) gibi teknolojilerle daha ileri seviye özellikler geliştiriyor ve sunuyor. Bunlar arasında, araç özelliklerini (örneğin otonom sürüş), akıllı haritalama ve konum hizmetlerini (akıllı park etme, trafik tahmini) ve aracın bölge sınırı belirleme yani geofencing (aile üyelerinin yerini belirlenmesi) yeteneğini aracın ömrü boyunca geliştirebilen yazılım tanımlı araçlar (SDV) ve kablosuz (OTA) güncellemeler yer alıyor. Bağlantılı Araç platformlarının, araç telemetrisini toplama ve buluta gönderme sürecini mümkün kılıp basitleştirmesi sayesinde, AWS servisleri alınan verileri toplayabiliyor, analiz edebiliyor ve sonuçlara göre hareket edebiliyor; böylece AWS, temel altyapının ölçeklenebilirliğini, esnekliğini ve güvenliğini sağlama sorumluluğunun yükünü otomotiv markalarının üzerinden alabiliyor.

İş ortaklarımızla mobilitenin geleceğini inşa ediyoruz Haber

İş ortaklarımızla mobilitenin geleceğini inşa ediyoruz

Togg Üst Yöneticisi (CEO) Gürcan Karakaş, "Geleneksel OEM tedarikçilerinden blok zinciri kodlayıcılarına kadar iş ortaklarımızla birlikte mobilitenin geleceğini inşa ediyoruz." ifadelerini kullandı. Şirketten yapılan açıklamaya göre, 180 ülkede telekomünikasyon sektörü için ortak normlar belirleyen ve 850'nin üzerindeki dijital ekosistem paydaşını birbirine bağlayan TM Forum'un Kopenhag'da düzenlediği DTW 2023 (Digital Transformation World) konferansına ikinci kez katılan Karakaş, şirketin mobilite ekosistemindeki çalışmalarını ve gelecek hedeflerini katılımcılarla paylaştı. Açıklamada konferanstaki konuşmasına yer verilen Karakaş, TM Forum'a üye olan ilk mobilite servis sağlayıcısı ve elektrikli akıllı cihaz üreticisi olduklarını belirterek, şunları kaydetti: "Teknolojik gelişmeler, mega trendlerdeki değişim ve kullanıcı beklentileri otomotiv sektörünü kökten değiştiriyor. Otomobil artık 4 tekerlekli bir ulaşım aracının ötesinde akıllı bir cihaza dönüşüyor. Akıllı evler, akıllı araçlar ve akıllı telefonlarla bağlanabilen otomobil en sofistike mobil cihaz haline geliyor. Geleneksel OEM'ler, telekomünikasyon şirketlerinin sahip olduğu mobilite geçiş sürecini yönetecek bilgi birikimine, telekomünikasyon şirketleri de sofistike mobil cihazlar hakkında bilgi birikimine sahip değil. Biz bu iki dünyayı birleştiriyoruz. Kullanıcı odaklı ürün ve hizmetler geliştirerek, geleneksel OEM tedarikçilerinden blok zinciri kodlayıcılarına kadar iş ortaklarımızla birlikte mobilitenin geleceğini inşa ediyoruz." T10X, TRUMORE VE TEMİZ ENERJİ ÇÖZÜMLERİYLE DEĞER AĞI ÖRÜYORUZ Togg'da mobilite ekosisteminin üç dikeyi olduğunu aktaran Karakaş, akıllı cihaz T10X, dijital deneyim platformu Trumore, temiz enerji çözümleri Trugo ve Siro ile bir değer ağı ördüklerini vurguladı. Karakaş, "Stratejik iş ortaklıklarımızla, akıllı şehirlere ve net sıfır geleceğe giden yolda izlenebilirlik ve şeffaflık için kilit öneme sahip olacak blok zinciri tabanlı bir ekosistem için çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

Avrupa'yı elektriklendiren Karsan'a ihracatta "Gümüş" ödül Haber

Avrupa'yı elektriklendiren Karsan'a ihracatta "Gümüş" ödül

Karsan'dan gelen bilgilere göre, Avrupa'nın ulaşım altyapısının elektriklendirilmesinde öncü bir rol üstlenen Karsan, yenilikçi modelleri ile elde ettiği başarıları dikkate alarak ihracat performansını artırmaya devam ediyor. Karsan, 'Mobilitenin Geleceğinde Bir Adım Önde' vizyonuyla küresel bir marka olma hedefine doğru büyük adımlar atarken, son teknoloji ürünlerini Türkiye'nin ihracat verilerine katkı sağlayarak geliştiriyor. Şirket, pazar lideri modelleriyle ihracat sıralamasında hızla yükselmeye devam ederken, OİB tarafından düzenlenen 'İhracatın Şampiyonları Ödülleri' Gümüş kategorisinde ödül kazandı. Karsan, her yıl düzenlenen bu etkinlikte, bu yıl 65 sıra birden yükselerek başarısını bir kez daha ispatladı. Karsan'ın CEO'su Okan Baş, Avrupa'nın toplu ulaşım altyapısını elektrikli ve otonom araçlarla güncelleme çabalarını sürdürdüklerini belirtti. Baş, kanıtlanmış ürünlerine olan talebin sürekli arttığını, bu artışın sadece markaları için değil, aynı zamanda Türkiye'nin ihracatına da önemli bir katkı sağladığını vurguladı. Baş, yeni ve yenilikçi ürünlerle Avrupa'daki başarının yanı sıra Kuzey Amerika ve Japonya'ya da ihracatlarını genişletmeyi hedeflediklerini ifade etti. Karsan'ın sadece elektrikli araçlarla değil, aynı zamanda yüksek teknolojili ürünlerle sektörde liderlik yapmaya devam ettiğini kaydeden Baş, otonom ve hidrojenli modellerle sektörün öncüsü olmayı sürdürdüklerini belirtti. Okan Baş, son beş yılda gerçekleştirdikleri gelişim yolculuğunu e-Jest ile başladıklarını ve ardından e-Atak, Otonom e-Atak, 10-12-18 metre e-Ata ailesi ve son olarak da e-Ata Hydrogen gibi ürünlerle devam ettiklerini söyledi. Baş, e-Jest'in Avrupa'da üst üste üç yıldır pazar lideri olduğunu ve e-Atak'ın da iki yıldır üst üste Avrupa'nın lideri olduğunu vurgulayarak, yeni ve yenilikçi ürünlerle mobilite alanında daima önde olacaklarını ifade etti.

Türkiye’nin ilk şehirler arası hidrojenli otobüsü 2024’te banttan inecek Haber

Türkiye’nin ilk şehirler arası hidrojenli otobüsü 2024’te banttan inecek

TEMSA, sürdürülebilirlik odaklı bir büyüme stratejisi benimseyerek elektrikli araç üretiminde önemli bir oyuncu haline geldi. Şimdi ise bu deneyimini hidrojenli araçlara taşıyor. Her yıl cironun %5'ini Ar-Ge çalışmalarına ayırarak elektrikli araçlarda lider konuma geliyorlar. Portekiz merkezli sıfır emisyonlu otobüs üreticisi CaetanoBus ile birlikte imzaladıkları Ortak Geliştirme Anlaşması çerçevesinde, hidrojen yakıtıyla çalışan şehirler arası otobüsler geliştirecekler. Bu anlaşma, CaetanoBus'un Toyota hidrojen yakıt hücresi teknolojisini TEMSA'nın elektrikli ve uzun yol otobüs tecrübesiyle birleştirerek TEMSA HD platformuna entegre etmeyi amaçlıyor. Geliştirilecek hidrojen yakıtlı otobüsün, 2024 yılında Adana'da üretilmesi ve 2025 yılında seri üretime geçmesi hedefleniyor. Bu otobüs, tek bir depo ile yaklaşık 1.000 kilometre menzile sahip olacak, böylece şehirler arası yolculuklarda sıfır emisyonlu ulaşım sağlayacak. TEMSA, bu proje ile sıfır emisyonlu ürün gamına 10. modelini ekleyerek sektörde öncü bir rol üstlenecek. Ayrıca, ASELSAN ile birlikte Türkiye'nin ilk yerli elektrikli otobüsünü geliştirmiş ve şimdi Türkiye'nin ilk şehirler arası hidrojenli otobüsünü yollara çıkarmak için öncü bir rol üstleniyor. TEMSA CEO'su Tolga Kaan Doğancıoğlu, iklim değişikliği ile mücadelede sürdürülebilirliğin önemine vurgu yaparak, iş birliğinin bu amacı desteklediğini belirtiyor ve teknolojileri dünyaya sunmanın sürdürülebilirlik için kritik olduğunu ifade ediyor. Hidrojenli araçlar, elektrik üreten hidrojen yakıt hücreleri ile çalışıyor ve menzil sorununu çözerek uzun mesafeli yolculuklara olanak tanıyor. Bu teknolojiyle TEMSA, sürdürülebilir ulaşım konusunda önemli bir adım atmayı hedefliyor. TEMSA, Sabancı Holding ve PPF Group ortaklığında faaliyet gösteriyor ve Adana tesislerinde yıllardır araç üretiyor. 70'e yakın ülkeye araç ihraç ederek sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyor.

ASTOR Enerji, Yıl Sonuna Kadar 200 km'de Bir Şarj İstasyonu Açacak Haber

ASTOR Enerji, Yıl Sonuna Kadar 200 km'de Bir Şarj İstasyonu Açacak

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK ) tarafından açıklanan son verilere göre; elektrikli araç sayısı 2023 yılının ilk yarısında yüzde 88,8 artış gösterdi. Türkiye, elektrikli araç şarj istasyonu bulundurma sıralamasında ise Avrupa’da 2’ nci sıraya yükseldi. Bu kapsamda her gün yeni bir lokasyonu doğanın enerjisi ile buluşturmaya devam eden ASTOR Enerji A.Ş.’ nin, 2023 yılı sonuna kadar 300 şarj istasyonu kurma hedefi bulunuyor. Türkiye’nin lider yerli transformatör ve anahtarlama ürünleri üreticisi Astor Enerji A.Ş.’nin iştiraki elektrikli araç şarj istasyonu markası Astor Şarj, kurduğu AC ve DC tipi şarj istasyonları ile sektörde emin adımlar ile ilerlemeye devam ediyor. Astor Şarj, her gün yeni bir enerji istasyonu projesi kapsamında çalışmalarına devam ediyor. Şirket, kurdukları şarj istasyonlarının elektrik enerjisini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlarken her 200 km’de bir şarj istasyonu kurmayı hedefliyor. “YIL SONUNA KADAR 300 İSTASYON KURULUMUNUN TAMAMLANMASINI HEDEFLİYORUZ” ASTOR Enerji A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı- CFO’ su Olcay Doğan, karbon ayak izini sıfırlamak için çalışmalara devam ettiklerini belirterek, “Elektrikli araçların saymakla bitmeyecek kadar avantajı var. Özellikle son günlerde hızla yükselen akaryakıt fiyatları, elektrikli araçların tercih edilme sebeplerinin başında geliyor. Her 200 km’de bir Astor Şarj istasyonu hedefimiz devam ediyor. Bu sene 110 adet istasyonumuz vardı. Son dönemlerde yapılan yatırımlarla birlikte bu sayımız 130’lar seviyesine yaklaştı. Ülkemizin dört bir yanını doğanın enerjisiyle buluşturmayı hedefliyoruz. Kurduğumuz şarj istasyonlarının elektrik enerjisini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlıyoruz. Şirketimizdeki araçları da elektrikli araçlarla değiştiriyoruz. Şarj istasyonları için şirket olarak 2022 yılında 750.000 ABD Doları yatırım gerçekleştirdi, 2023 yılındaki yatırım tutarının 10 Milyon ABD Doları seviyesinde olması öngörülüyor. Söz konusu hedef ile de uyumlu olmak üzere; toplam 37 ili kapsayacak şekilde 107 DC ve 76 AC şarj istasyonu sayısına 2023 yılının sonuna kadar ulaşılması için yeni anlaşmalar yapılıyor. Bunun yanında görüşmelerimizin devam ettiği lokasyonlar da mevcut” ifadelerini kullandı.

Türkiye, elektrikli araç şarj istasyonu bulundurma sıralamasında Avrupa'da 2. sıraya yükseldi Haber

Türkiye, elektrikli araç şarj istasyonu bulundurma sıralamasında Avrupa'da 2. sıraya yükseldi

Çevresel endişeler ve yükselen yakıt maliyetleri elektrikli araçlara olan talebi her geçen gün artırıyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre geçen yıl sonunda 14 bin 552 olan elektrikli araç sayısı yılın ilk 6 ayında yüzde 88,8 artarak 27 bin 476'ya ulaştı. 9-10 Eylül Elektrikli ve Hibrit Sürüş Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Elaris Genel Koordinatörü Volkan Demir, elektrikli otomobillerin çevreye ve kullanıcılarına sunduğu avantajların tüketici taleplerindeki etkisine dikkat çekti: Sıfır egzoz emisyonu "Türkiye'de ve dünyada kullanımı hızla yaygınlaşan elektrikli araçların karbon salınımına etkisi, tüketici taleplerindeki tetikleyici unsurlar arasında yer alıyor. Çünkü iklim değişikliğinin nedenlerinin başında konvansiyonel araçlardan kaynaklı karbon salınımı geliyor. Bu nedenle konvansiyonel araçlar yerini elektrik motoru ile çalışan ve sıfır egzoz emisyonuna sahip elektrikli araçlara bırakıyor. Gürültü kirliliğini önlüyor Ancak elektrikli araçların saymakla bitmeyecek kadar avantajları bulunuyor. Sürüş performası ve sessiz çalışma özelliği de öne çıkan özellikleri arasında yer alıyor. Konvansiyonel araçlardaki ses sorunu elektrikli araçlarda yok denilebilecek seviyede oluyor. Sessiz çalışma özelliği hem yaşam alanlarında ki gürültü kirliliğini önlüyor hem de kullanıcılara konforlu bir sürüş deneyimi sunuyor. Yüzde 70'lere varan tasarruf avantajı Elektrikli araçların batarya dolum maliyetini, geleneksel araçlarda ki akaryakıt giderleri ile kıyasladığımızda da yüzde 75'lere varan tasarruf avantajı sağladığını görüyoruz. Özellikle son günlerde hızla yükselen akaryakıt fiyatları, elektrikli araçların tercih edilme sebeplerinin başında geliyor" dedi. Elektrikli araç stoğunun büyümesine paralel olarak şarj altyapısının da hızla yaygınlaştığını belirten Volkan Demir, sözlerine şöyle devam etti: Türkiye, Avrupa'da 2. sıraya yükseldi "Elektrikli araç şarj istasyonlarının sayısı hızla artıyor. Türkiye çapında bu yılın başında 1719 olan şarj istasyonu sayısı 3 bin 790'a, 3 bin 81 olan şarj noktası sayısı ise 8 bin 1'e ulaştı. Türkiye bu veriler ile şarj istasyonu bulundurma sıralamasında Avrupa'da 2. sıraya yükseldi. Elektrikli araç stoğunun büyümesi ile birlikte elektrikli araç şarj istasyonlarının yanı sıra evlerde, alışveriş merkezlerinde, işyerlerinde otellerde ve daha birçok yaşam alanında ki özel ya da paylaşımlı şarj istasyonu sayısı da arttı. "Kurulu istasyon sayımızı yüzde 72 artırdık" Türkiye'de şarj altyapısının hızlı bir şekilde yaygınlaşması, sektörün sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması açısından da büyük önem taşıyor. Biz de Üçay Grup olarak Elaris markamızla bu konuya hassasiyetle yaklaşıyoruz. Bu kapsamda bir yandan elektrifikasyonun gelişimine destek verirken diğer yandan da ülkemizin dört bir yanındaki elektrikli otomobil sahiplerine kesintisiz sürüş keyfi yaşatmak için şarj istasyonu yatırımlarımıza aralıksız devam ediyoruz. 2023 yılının ikinci çeyreğinde kurulu istasyon sayımızı yüzde 72 artırdık. ABD menşeili EATON marka şarj cihazlarımızla, 4 bölgede ve toplam 10 şehirde ki 24 ayrı lokasyonda bulunan şarj istasyonlarımız ile faaliyet gösteriyoruz. Mevcut ağımıza ek olarak 50 AC, 5 DC istasyonumuzun daha kurulumu için çalışmalarımızı yıl sonuna kadar tamamlamayı planlıyoruz. 2024 yılının sonuna kadar da 10'u DC olmak üzere toplam 100 AC istasyon daha kurmayı hedefliyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.

Vestel, evleri şebekeden ayıracak Avrupa’nın araçlarını şarj edecek Haber

Vestel, evleri şebekeden ayıracak Avrupa’nın araçlarını şarj edecek

Vestel, IFA Fuarı'nda üç ana hedefini açıkladı. İlk hedefleri, "rekaberlik" olarak tanımladıkları Samsung ve LG gibi rakipleriyle birlikte akıllı yaşam teknolojilerini kullanıcılara sunmak. İkinci olarak, evlerin güneş enerjisi kullanarak şebekeden bağımsız olma fırsatını sunarak ve GSM operatörlerine güneş enerjisi sağlayarak güneş enerjisiyle ilgili çözümler sunmak. Üçüncü olarak, ZES ve TOGG'un Trugo şarj istasyonlarını İtalya'ya tedarikçi olarak taşıyarak bu alandaki varlığını genişletmek. Vestel CEO'su Ergün Güler, 1990 yılında 5 kişilik bir ekiple 100 metrekarelik bir alanda başladıkları fuarda şimdi 500 kişilik bir ekiple 3 bin metrekarelik bir alanda müşterileriyle buluştuklarını söyledi. Vestel'in şu anda 4 milyar dolarlık bir ciro ve 3 milyar dolarlık bir ihracata ulaştığını vurgulayan Güler, Zorlu Grubu'nun sürdürülebilirlik stratejisi Akıllı Hayat 2030 çerçevesinde teknolojiyle insan odaklı dönüşümü hedeflediklerini belirtti. Ayrıca, 2050 yılına kadar tüm değer zincirinde net sıfır hedeflediklerini ve sürdürülebilir geleceğin ihtiyaçlarını karşılamak için çözümler geliştirmeyi amaçladıklarını ekledi. Özellikle son yıllarda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı, kaynak verimliliği ve su yönetimine odaklandıklarını söyleyen Güler, Vestel'in geri dönüştürülmüş malzemeler kullanan, tehlikeli kimyasallardan arındırılmış, enerji ve su tasarrufu sağlayan ürünler tasarladığını ifade etti. Güler ayrıca Vestel'in Home Connectivity Alliance (HCA) platformunun yönetim kurulu üyesi olduğunu ve HCA çatısı altında Samsung ile iş birliği yaparak akıllı yaşam için yeni bir deneyim sunmayı amaçladıklarını vurguladı. Bu iş birliği sayesinde farklı marka ürünlerin birlikte çalışabilmesinin mümkün hale geldiğini belirtti. Elektrikli araç şarj ünitelerinin (EVC) Vestel'in önemli alanlarından biri olduğunu söyleyen Güler, Vestel EVC'lerinin Avrupa'da elektrikli araç kullanımının yaygınlaşmasına katkı sağladığını ve Türkiye'deki ekosistemin büyümesine ivme kazandırdığını ifade etti. Ayrıca, Vestel'in deprem sırasında baz istasyonlarının enerjisinin kesilmemesini sağlayan paneller ürettiğini ve güneş enerjisiyle ilgili çalışmalar yürüttüğünü belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.